Sayı | Ausgabe: 269, 13.03.2024 | Gelecek sayı | Nächste Ausgabe: 10.04.2024

07.06.2023

Ülkemizde Mayıs ayında yaşanan büyük seçim sonucundan sonra Avrupa da ki popülaritemizin ne kadar ve hızlı bir şekilde zedelendiği hakkında birkaç söz söylemek yada yazmak zorunda hissediyorum kendimi. Sayısız programlar düzenlendi TV, Radyo veyahut da sosyal medyada platformlarında. Dünyada yaşanan küresel krizle birlikte, ülkemizin vatandaşlarının ne kadar zor durumlar yaşadıkları anlatılmaya çalışıldı. Kabul eden kesimler ve eleştirilmesi gereken yerler vardı. Mesleğimiz gereği yazmak ve daha fazla medya kanallarında bunları insanlara duyurmak zorunda olduğumuzdan bu konulara fazla değinildi. Herkesin siyasi düşüncesi görüşleri farklı olmak zorunda. Seçim sonuçları Avusturya'da ve diğer Avrupa ülkelerinde büyük yankı uyandırdı. Haklı oldukları yerler vardı bana göre, çünkü ülkesinde yaşamayan ve yaşadıkları ülkede bütün demokratik hakları kullanan insanların ülkemizde yaşayan insanların geleceği durumunda oyların yönünü değiştirmiş olması gerçekten çok tartışılması gereken bir durum. Bunu bizim ülkemizdeki yabancı uyruklu yada başka ırka mensup insanların yapmasına ne kadar sağduyulu olarak gözyumabiliyoruz. Seçim sırasında yapılan adaletsizlikleri saymaya girmiyorum bile! Seçimin kesinlikle insanların özgür tercihi olduğunu kabul ediyorum. Bu tercihlerin neler karşılığında seçim vaadi olarak sunulduğunu hepimiz biliyoruz. Bu vaatler kabul edelim ki her ülkede oluyor. Ama ülkemizde çok farklı mafya durumları gibi soru işaretleri varken bile normal görmek çok tuhaf. Bu durumları demokrasiyle halkın iradesiyle beraber göremiyorum ne yazik ki. Ülkemizde Mayıs ayında yaşanan büyük seçim sonucundan sonra Avrupa da ki popülaritemizin ne kadar ve hızlı bir şekilde zedelendiği hakkında birkaç söz söylemek yada yazmak zorunda hissediyorum kendimi. Sayısız programlar düzenlendi TV, Radyo veyahut da sosyal medyada platformlarında. Dünyada yaşanan küresel krizle birlikte, ülkemizin vatandaşlarının ne kadar zor durumlar yaşadıkları anlatılmaya çalışıldı. Kabul eden kesimler ve eleştirilmesi gereken yerler vardı. Mesleğimiz gereği yazmak ve daha fazla medya kanallarında bunları insanlara duyurmak zorunda olduğumuzdan bu konulara fazla değinildi. Herkesin siyasi düşüncesi görüşleri farklı olmak zorunda. Seçim sonuçları Avusturya'da ve diğer Avrupa ülkelerinde büyük yankı uyandırdı. Haklı oldukları yerler vardı bana göre, çünkü ülkesinde yaşamayan ve yaşadıkları ülkede bütün demokratik hakları kullanan insanların ülkemizde yaşayan insanların geleceği durumunda oyların yönünü değiştirmiş olması gerçekten çok tartışılması gereken bir durum. Bunu bizim ülkemizdeki yabancı uyruklu yada başka ırka mensup insanların yapmasına ne kadar sağduyulu olarak gözyumabiliyoruz. Seçim sırasında yapılan adaletsizlikleri saymaya girmiyorum bile! Seçimin kesinlikle insanların özgür tercihi olduğunu kabul ediyorum. Bu tercihlerin neler karşılığında seçim vaadi olarak sunulduğunu hepimiz biliyoruz. Bu vaatler kabul edelim ki her ülkede oluyor. Ama ülkemizde çok farklı mafya durumları gibi soru işaretleri varken bile normal görmek çok tuhaf. Bu durumları demokrasiyle halkın iradesiyle beraber göremiyorum ne yazik ki. 
Şu oranlara bakıp yorumlarınızı yapabilirsiniz bence Avusturya %74, Almanya %68, Fransa%67 İsveç%46, İsviçre%43, İngiltere%20 oranında Cumhurbaşkanını destekleyen oyları kullanmış. 
Avusturya'da yaşayan Avusturyalı vatandaşlar neden demokrasinin, insan haklarının azaldığı ve bunu herkesin hissettiği halde neden bizim ülkemizden Tayyip Erdoğan a oy  veriliyor diye haklı bir serzenişte bulunuyorlar. Bunu yaşayan Türkler bile anlamamış bence:). Demokrasi uygulanacaksa eğer herkese uygulanmalı. Demokrasinin gereği olarak kesinlikle seçilmiş durumu kabul etmiş durumdayım ve bu durumda olmalıyız. 
Sorgulamamız gereken durumları lütfen empati kurarak ve şartlarımızın durumuna göre vermeliyiz. Çok beğendiğim şu kelimeleri lütfen biraz düşünelim. Hiçbir siyasetçi milletin efendisi değildir.Ülkenin tek efendisi, milletidir.Franklin D. Roosvelt’in dediği gibi “Politikada hiçbir şey kazayla olmaz. Olmuşsa, öyle planlanmıştır.”Yani Türkiye’nin bugünkü özeti ne kaza ne de kaderdir.

Köşe Yazarları | Autoren
Köşe Yazarları | Autoren