Sayı | Ausgabe: 270, 10.04.2024 | Gelecek sayı | Nächste Ausgabe: 10.05.2024

13.01.2022

Pankreas mide ile omurga arasında saklı bir konumdadır. Sarımsı, yaklaşık 15 cm uzunluğunda, 5 cm genişliğinde ve 2 ila 3 cm kalınlığında olup yaklaşık 80 ila 120 gr. ağırlığında bir salgı bezidir. Bu bez pankreas başı, pankreas gövdesi ve pankreas kuyruğu olmak üzere üç bölüme ayrılmaktadır.Pankreas mide ile omurga arasında saklı bir konumdadır. Sarımsı, yaklaşık 15 cm uzunluğunda, 5 cm genişliğinde ve 2 ila 3 cm kalınlığında olup yaklaşık 80 ila 120 gr. ağırlığında bir salgı bezidir. Bu bez pankreas başı, pankreas gövdesi ve pankreas kuyruğu olmak üzere üç bölüme ayrılmaktadır.Safra kanalının bir kısmının içinden geçtiği pankreas başı duodenum denilen ve pankreas salgısının ve safra sıvısının aktarıldığı oniki parmak bağırsağı ile yakın ilişki içindedir. Pankreas kuyruğu sol tarafta dalağa kadar uzanmaktadır.Pankreas gövdesi, ana atardamardan (aort) ayrılan karaciğeri, mideyi, üst bağırsağı ve de pankreası besleyen önemli damarların çıkışının hemen önünde konumlanmıştır.
Pankreasın İşlevleri Nedir? Temel olarak pankreas iki önemli görevi yerine getirmektedir: Pankreas sindirim için önemlidir (ekzokrin işlev).Pankreas kan şekeri seviyesini düzenler (endokrin işlev).Pankreas ve Sindirim Pankreas günde 1, 5 ila 3 litre enzim içeren salgılar üretmektedir. Üretilen sıvılar pankreas bezinin içinde yaklaşık olarak 60 gr. protein dönüştürülür. Bu sindirim salgısı bezin içindeki uzman hücreler tarafından üretilmektedir.Üretilen sıvılar karmaşık bir kanal sisteminden geçerek ana kanalda toplanır oniki parmak bağırsağına aktarılır.Oniki parmak bağırsağına bağlantı yerinden hemen önce bu pankreas salgısına karaciğerden gelen safra suyu karışır. Bu salgılar oniki parmak bağırsağına aktarılır ve bu birleşme noktasına “Papilla Vateri” denilir. Alkali olan pankreas salgısı mide asidini nötralize eder.Oniki parmak bağırsağında (Duodenum) pankreas enzimleri aktive edilirler, yani etkili şekillerine dönüştürülürler. Böylece mideden gelen besinler sindirilmeye devam edilebilir.Pankreas, besinleri en küçük yapı taşlarına ayıran 20’den fazla değişik sindirim enzimi üretmektedir. Ancak bu şekilde besinler bağırsaktan kana aktarılabilmektedir. Bu enzimler oniki parmak bağırsağına ulaştıktan sonra görevlerini yerine getirecek şekilde değişir ve aktif hale gelir. Bu sayede enzimler, pankreasın kendisini sindirmeleri engellenir. En önemli pankreas enzimleri şunlardır:Amilaz: Karbonhidrat sindirimiTripsin/Kimotripsin: Protein sindirimiLipaz: Yağların sindirimiBesin bileşenlerinin en küçük parçalarına ayrılması, vücudun besinleri bağırsak üzerinden alabilmesi için önemlidir. Pankreas enzimlerinin eksik olması halinde karbonhidratlar (nişasta vs.), proteinler ve yağlar tam olarak ayrıştırılamaz ve bağırsak besin bileşenlerini kana aktaramaz.Bunun sonucunda sindirilmemiş besinler bağırsakta kalmış olur. Bu durum ishal, şişkinlik ve de karın kramplarına neden olabilir. Burada ön planda olan yetersiz yağ sindirimidir. Yetersiz yağ sindirimi dışkının da yağlı olmasına sebep olabilir.Besin bileşenlerinin yetersiz alımından dolayı sürekli kilo kaybı ve yağda çözünebilen belirli vitaminlerin (A, D, E ve K) eksikliği durumu ile karşılaşılabilir.Pankreas ve Kan Şekeri Dengesi Pankreas, sindirim enzimlerinin yanı sıra insülin hormonunu üretir. Bu bezin içinde, özellikle pankreas kuyruğunda ufak gruplar (adacıklar) halinde bulunan uzman hücreler tarafından üretilir. Langerhans Adacıkları olarak geçen hücreler 80 ila 120 gr. ağırlığındaki bezin yalnızca yaklaşık 2, 5 gramını oluşturmaktadır.Pankreasta yaklaşık 1, 5 milyon adacık bulunmaktadır. İnsülin, pankreastan doğrudan kana aktarılır. Bu hormon kan şekerinin düzenlenmesi için oldukça önemlidir. Bu durum bir anlamda şekere tüm vücut hücrelerinin kapılarını açar.Şeker vücudumuzun önemli bir enerji kaynağıdır. Neredeyse tüm hücreler şekere bağlı çalışır. Şeker bağırsaktan kana alındıktan sonra insülin, şekerin kandan çeşitli vücut hücrelerine geçişini mümkün kılar.İnsülinin az olması veya hiç bulunmaması durumunda şeker kandan ilgili vücut hücrelerine ulaşamaz. Kandaki şekerin sürekli olarak artış göstermesi hasta için rahatsız edici ve hatta hayati tehlikelere sebep olabilir. Şeker hastaları (diyabet hastaları) çoğunlukla az veya çok yüksek düzeyde insülin eksikliği çekerler. Pankreas, vücut için önemli bir role sahip olan glukagon hormonunun üretimini sağlamaktadır. Bu hormon ada hücrelerinde oluşur. Glukagon hormonu insülinin karşı oyuncusudur. Düşük kan şekeri nedeniyle hücrelerin işlevi için bir tehlike oluştuğunda, glukagon vücuttaki rezervlerden özellikle karaciğerde, glukozu açığa çıkararak kan şekerinin yükselmesini sağlar.Pankreasın herhangi bir sebeple alınması halinde bu önemli hormon üretilemez. Bu durum pankreas ameliyatı geçirmiş olan hastalar tarafından dikkate alınmalıdır. Pankreas enzimlerinin, insülin ve glukagon üretimi birbirine bağımlıdır. Herhangi bir nedenle pankreasta bir hasar oluştuğunda her iki işlev birbirinden bağımsız olarak bozulabilir. Nadir olarak görülse de genetik aktarımlar sonucu pankreasta oluşan değişikliklerden dolayı pankreas tümörleri, akut pankreas veya kronik pankreas enfeksiyonu görülebilmektedir.

Köşe Yazarları | Autoren
Köşe Yazarları | Autoren