Sayı | Ausgabe: 270, 10.04.2024 | Gelecek sayı | Nächste Ausgabe: 10.05.2024

15.04.2020

Aylardır tüm dünya insanlarını tehdit eden, zengin-fakir, genç-ihtiyar, Asyalı-Avrupalı herkesi evinde oturmaya mecbur eden bir virüsle savaşıyoruz. İnsanlık çok önce de bu ve benzeri veya daha şiddetli bulaşıcı hastalıklara şahit oldu. Umuyor ve temenni ediyorum ki bu hastalığı da atlatırız.Aylardır tüm dünya insanlarını tehdit eden, zengin-fakir, genç-ihtiyar, Asyalı-Avrupalı herkesi evinde oturmaya mecbur eden bir virüsle savaşıyoruz. İnsanlık çok önce de bu ve benzeri veya daha şiddetli bulaşıcı hastalıklara şahit oldu. Umuyor ve temenni ediyorum ki bu hastalığı da atlatırız.Koronavirüs konusunda bilim adamları çalışmalarını sürdürüyor, ama maalesef bugüne kadar ne bir aşı ne de hastalığı tedavi eden bir ilaç bulunamadı. Bundan dolayı tüm dünya ülkeleri hastalığın seyrini yavaşlatmak için koruyucu tedbirler üzerinde duruyorlar. Burada en büyük görev de tek tek bireylere düşüyor. Uzmanlar eğer hasta isek ateşimizi kontrol ve takip etmemiz gerektiğini ve en önemlisi hastalığı başkalarına bulaştırmamak için kendimizi mutlaka izole etmemizi  söylüyorlar. Bunun dışında herkesin temiziliğe dikkat etmesini, kalabalık yerlere girmekten sakınmasını, evlerini havalandırmasını ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirici gıdalar almasını öneriyorlar. Bununla beraber aşırı tepki vermeden, toplumsal bir paniği tetiklemeden, korkularımızı kontrol ederek ve tedbirli davranarak hayatımıza devam etmemizi tavsiye ediyorlar.Tarihte insanları etkileyen önemli olaylar hep konuşulmuştur. Korona olayında da piyasaya çok aşırı bilgi pompalandı.Bu bilgilerin hangisi doğru, hangisi yanlış bilmek imkansız. Konunun ekonomik,sosyal, psikolojik boyutları yanında sağlık ve gelecek ile ilgili yönleri de enine boyuna tartışıldı ve tartışılmaya da devam edecek. Korona ile yatıp Korona ile kalkar olduk. Salgın devam ediyor, bu bakımdan konu ile ilgili yazılıp çizilenler tahminden öteye geçmez. Eğer hastalık bitmiş olsa idi ortaya çıkan sonuca göre geriye dönüp bakarak sağlıklı bir analiz yapma imkanımız olurdu. Sonunu göremediğimiz olay hakkında doğru bir değerlendirme yapamayız. Bende kendimce yorum yapıyorum, yorumumun doğruluğunu şu an test edecek durumda değilim. Zaman bize olayların gerçek sebeplerini açıklayacak, hep beraber bekleyip göreceğiz.Bu virüsle birlikte gözlerimizi ilaç sanayiine çevirdik. Dünya Sağlık Örgütü virüse karşı neler yapılması gerektiği  ile ilgili tüm dünyaya talimat veriyor. Dünya Sağlık Örgütü Birleşmiş Milletler teşkilatına bağlı bir kuruluş. İlk kurulduğunda örgütün masrafları dünya devletleri tarafından karşılanıyor iken, bugün vergi kaçırmak için kurulan vakıflar ve ilaç firmaları tarafından finanse edilmektedir. WHO (Dünya Sağlık Örgütü) bundan 20 sene önce verdiği değerleri daha aşağı çekerek daha fazla insanı hasta ilan etmiştir. Yani daha önce normal kabul ettiği  tansiyon ve şeker değerlerini bugün anormal saymakta, tabii bunun neticesinde daha çok insan ilaç bağımlısı olmaktadır. “WHO ilaç firmaları tarafından finanse edildiği için onların lehine kararlar almakta ve insanların sağlığını hiçe saymaktadır" şeklinde iddialar bulunmaktadır. Dünyanın her tarafında insanı sadece tüketici olarak gören, gözünü hırs bürümüş, kazanmaktan başka hiçbir şeyi düşünmeyen kuruluşlar vardır. Bu kuruluşlar ellerindeki medya imkanlarını da  kullanarak insanları korkuya sevk edip kendi keselerini doldurmayı amaçlamış olabilirler.Bir diğer boyut; bu virüsle birlikte insanlar acizliklerini, hiçliklerini anladılar. Hayatı yeniden yorumladılar, gözle görülmeyecek kadar küçücük bir virüsün dünyayı bu denli etkilemesi onları düşünmeye sevk etti. Birçok insan bu vesile ile kendi iç dünyasına dönüp nefis muhasebesi yapmaya başladı, egosunu, benliğini, nefsini terbiye etme yoluna girdi. Ölüm ve ötesi gündeme geldi. İnsanlar evde daha çok vakit geçirerek çocuklarına ve ailesine vakit ayırmaya başladı, birlikte bir şeyler paylaştı. Yakınlarını arayıp sordular.Yetkili kişiler bu hastalığın diğer grip türlerinden farklı yayıldığını dile getiriyorlar. Büyüme lineer değil, eksponansiyel, örnek vermek gerekirse; bir olan olay sayısı 10 günde bine ulaşıyor, bin olan olay yine  10 günde bir milyon oluyor. Yani yüksekten bırakılan bir taşın yere varıncaya kadar hızının gittikçe artması gibi bir şey. Bu bakımdan konu ciddi.Diğer taraftan bana öyle geliyor ki; başka hastalıklardan ölen bazı  kişiler de Korona hesabına yazılıyor. Sonuç olarak; kritik bir dönemden geçtiğimizin farkında olmalıyız, yaşadığımız hayatın bir daha tekrarı yok ve dünyaya bir daha gelmeyeceğiz. Kendimizi ve başkalarını riske atmamak için kurallara uymalıyız. Evimizde spor yapmalıyız. Hazır gıdalar yerine ev yapımı sağlıklı yiyecekleri tercih etmeliyiz. Kullandığımız her şeyin değerini bilmeliyiz. İsraftan ve lüzumsuz harcamalardan kaçınmalıyız. Yeni öğrendiğim bir şeyi de aktarayım. Ay çiçekleri ısı ve ışık almak için hep güneşi takip ederler. Ama bulutlu havalarda yüzlerini karşılıklı enerji almak için birbirlerine çevirirlermiş. Bizde öyle yapmalıyız. Medya ile ilgimize bir sınır getirip gerekli her türlü tedbiri de aldıktan sonra işi akışına bırakmalıyız. Kesinlike panik havasına girmemeliyiz, soğuk kanlılığımızı muhafaza etmeliyiz, endişeye gerek yok. Bu dünya gemisinin bir kaptanı var ve biz başı boş değiliz.

Köşe Yazarları | Autoren
Köşe Yazarları | Autoren