Sayı | Ausgabe: 269, 13.03.2024 | Gelecek sayı | Nächste Ausgabe: 10.04.2024

13.02.2020

Gecen hafta ABD Başkanı Donald Trump  sözde“Yeni Ortadoğu Barış Planı”nı bütün dünyaya açıkladı. Sözde barış planı uluslararası toplum tarafından kabul edilen ve Filistin'e ait olan İsrail'in işgal altında tuttuğu toprakların büyük bir bölümünü İsrail'e bırakıyor, Filistin'in Kudüs'le irtibatını kesiyor. Kudüs'ün İsrail'in sözde “ebedi başkenti” olduğu söylemini sağlamlaştırıyor.Gecen hafta ABD Başkanı Donald Trump  sözde“Yeni Ortadoğu Barış Planı”nı bütün dünyaya açıkladı. Sözde barış planı uluslararası toplum tarafından kabul edilen ve Filistin'e ait olan İsrail'in işgal altında tuttuğu toprakların büyük bir bölümünü İsrail'e bırakıyor, Filistin'in Kudüs'le irtibatını kesiyor. Kudüs'ün İsrail'in sözde “ebedi başkenti” olduğu söylemini sağlamlaştırıyor.
İsrail 1947 yılından beri Filistin halkına zulm ediyor. Dünyada İsrail'e “dur” diyecek bir güç yok, BM ve Güvenlik Konseyi kararları yok sayılıyor. İsrail'in 1947 deki sahip olduğu topraklar ile bugünkü işgal ettiği alan haritada karşılaştırıldığında ne kadar yayılmacı olduğu anlaşılmaktadır.
Filistinliler ne zaman bir karşı atakta bulunsalar daha çok zarar görmektedirler. Arap ülkeleri ve tüm dünya olaylara seyirci kalmaktadır. Bazı müslüman ülkelerin liderleri güya Filistin halkına destek veriyormuş gibi görünmek için İsrail'i kınama mesajları vermekten öte bir şey yapmamaktadırlar. Onu da kendi halklarının gazını almak için yapmaktadırlar.
Esasında konuya köklü çözüm getirmek kısır siyaset anlayışının ötesine çıkıldığında mümkün olur kanaatini taşıyorum. Aslında gerçek bir direniş tüm dünyadan destek alarak mümkün olabilir. İsrail halkını hedef alan ve antisemitizme varan her türlü eylem ve söz onların elini daha da güçlendirecektir. Evrendeki en büyük enerji, söz, akıl ve bilgidir. Mücadelede bu unsurları devreye sokmak gerekir. 
Sözün burasında meramımı daha iyi anlatmak için biraz Mahatma Gandhi den bahsetmek istiyorum. Mahatma Gandhi elinde silah olmadan, rakiplerine tek bir kurşun atmadan Hindistan'ı İngiltere'nin sömürüsü olmaktan kurtaran bir liderdir. Gandhi mücadele verirken, insanlardan nefret etmemiş , onlara zarar vermeyi aklından geçirmemiş insanları kalbinden fetetmiş biridir. Bu yüzden ingiliz papazları İngiltere hükümetinin değil Gandhi'nin yanında yer almışlardır. Bugün dünyanın her yerinde olduğu gibi İsrail'de de gözünü hırs bürümüş, tüm insani duyguları dumura uğramış kazanmaktan ve şahsi çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen insanlar vardır. Gandhi tarzı bir mücadele onlara da yardım edecektir.
Bana göre Gandhi'nin başarısındaki en büyük sırrı, onun eylemleri, düşünceleri ve hissettikleri arasındaki tutarlılığıdır. İslamda tasavvuf ehli kişiler, insanın bir muhatabına “nasılsın”derken eğer içinden samimi bir şekilde onun nasıl olduğunu geçirmeden, hissiz kuru bir şekilde bu soruyu sormanın “ikiyüzlülük” olduğunu söylemişlerdir.
Gandhi Hindistan'ın bağımsızlığı için diplomatik görüşmeler yapmak amacıyla  İngiltere ye gidip Londra'da parlemento önünde bir konuşma yapmış. Kendisini  dinlemeye gelen halk, bu kadar cılız ve küçük adamı karşılarında görünce şaşırmışlar. İki saat boyunca önünde bir not olmaksızın konuşan Gandhi orda bulunan herkesi çok etkilemişti. Gandhi yi hapse atan, Hindistan'ı yıllarca sömüren, insanları köleleştiren İngilizler bu defa onu dakikalarca alkışlamışlardı. Bu konuşmadan sonra bir gazeteci Gandhi'nin yardımcısına onun önünde bir not olmadan nasıl böyle büyüleyici bir konuşma yapabildiğini sordu. Gandhi'nin yardımcısı verdiği cevapla muhatabını çok şaşırtmıştı. “Anlamıyorsunuz, Gandhi ne hissediyorsa onu söylüyor. Gandhi'nin söylediği, hissetiği ve yaptığı tamamen aynı. O yüzden nota ihtiyaç duymuyor. Sen ve ben bazen hissettiğimizden farklı düşünüp, karşımızdakinin kim olduğuna göre farklı konuşabiliriz. Bizi izleyen kişilere göre davranışlarımızı ayarlayabiliriz. Ama Gandhi böyle değil, o yüzden nota ihtiyaç yok!”
Fert ve toplum olarak hislerimiz, düşüncelerimiz, söz ve eylemlerimiz aynı çizgide buluştuğunda samimi insan olma yoluna girmiş olacağız. Arkasından içimizden içi ve dışı bir samimi ve dürüst liderler çıkacak ve Filistin dahil dünyanın her yerinde barış rüzgarları esecek.

Köşe Yazarları | Autoren
Köşe Yazarları | Autoren