17.02.2021
OKUYUCU KÖŞESİ
A4 sayfasını geçmiyecek şekilde yazılarınızı gönderin yayımlayalım.A4 sayfasını geçmiyecek şekilde yazılarınızı gönderin yayımlayalıThis email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. veya WhatsApp: +43 664 563 12 95
Covid-19’un hayatımıza getirisini ve götürürsünü düşünmeden edemiyoruz. Hayatta elimize geçen fırsatları, avantajlara çevirmenin yollarını araștırmamız gerekiyor. Bu sayede birçok bilgiyi kaybettiğimiz gibi belkide farkındalıgımızla gelen birçok konu hakkında tecrübe sahibi oluyoruz. Peki sosyal medya platformlarında çocuklarımızın ilişkilerinin nasıl gittiğini hiç düşündünüz mü?Covid-19’un hayatımıza getirisini ve götürürsünü düşünmeden edemiyoruz. Hayatta elimize geçen fırsatları, avantajlara çevirmenin yollarını araștırmamız gerekiyor. Bu sayede birçok bilgiyi kaybettiğimiz gibi belkide farkındalıgımızla gelen birçok konu hakkında tecrübe sahibi oluyoruz. Peki sosyal medya platformlarında çocuklarımızın ilişkilerinin nasıl gittiğini hiç düşündünüz mü?Anlık haz peşindeyiz, uzun vadede başımıza gelecekler için hiçbir harekete geçmiyoruz. Yapay Zeka sizin istediğiniz her șeyi üretiyor ve kara delik gibi bizleri kendi batağına çekiyor. Duygularımıza ve isteklerimize cevap veren bir teknolojiye neden yok desin ki insan?Teknolojiden kurtulușumuzun olmadığının hepimiz farkındayız. İstesek de istemesek de onu hayatımıza almaktan vazgeçemedigimiz gibi merak uyandırmayada devam ediyor. Bununla birlikte birçok konuda cesur ve kararlı olmalıyız.Dıșarıdaki dünyayla sanal dünyayı mutlaka dengede tutmamız gerekli. Bu bağlamda çocuklarımızı dijital dünya hakkında bilgilendirmeli ve gözlemlemeliyiz. Edilmeyip görmezden gelindiği takdirde onların psikolojilerinin bozulması ile karșı karşıyasınızdır.Özel yaşantısını ve zaaflrını kimseyle paylaşmamak konusunda mutlaka ısrar etmeliyiz. Sosyal medyadaki yanlıș arkadașlıklar travmatik ve korkunç sorunlar doğurabildigi gibi Paranoid düșünceleri de tetikleyebiliyor. Çocuklarımızdan kendilerinini geliștiren ve gerekli olan konu başlıklarını takip etmeleri istenebilir.Neden çocuklarda dikkat dağınıklığı olur?Her zaman bu soru ile karşı karşıya kalırız. Çocuğun gelișiminde 'puzzle' ve ' lego' gibi oyunlar büyük önem taşımaktadır. Küçük yaşlarda eline telefon ya da tablet verilen çocuklar okula bașlayınca genellikle çok çabuk sıkılabiliyor ve 45 dakika boyunca anlatılan bir ders onun için çekilmez olabiliyor. Tabii ki öğretmenler de bu durumdan oldukça şikayetçi olabiliyor. Çocuk sıkıldığı anda hemen tablet ve telefon kapatabilme özgürlügüne sahipken bir anda sanal olmayan dünyada öğretmenini mecburen dinlemek zorunda olduğu için kendini öğrenmeye ve birçok etkinlige kapatabiliyor. Anlık hazlar çocuğu mutlu etmiyor. Elde ettiği mutluluğun daha çoğunu isteyebiliyor ve bu sayede daha çok pekiştirilen davranışlarda ısrarcı olabiliyor. İçsel mutluluğunu kendi oluşturmadığı takdirde yeni mutluluk arayışına girebiliyor. Çocuk için bu sürecin en kötü yönlerinden biri de kișilerle ilişkilerinde zorluklarla karşılaşması oluyor. Malesef bu zayıf ilişkiler süreklilik taşımıyor ve çok hızlı bir șekilde bitebiliyor. Günümüzde oldukça meşhur olan sosyal medya platformu Tiktok’un çocuklarımızı yaşam doyumu ve sağlıklı sosyal ilişkilerden uzaklaştırdığı da maalesef acı bir gerçek.Son olarak sosyal medyada yeni çıkan bir akımı söylemeden edemeyeceğim. “Twin of the Girls”. Bu akımda 9-10 yaş arasındaki kız çocukları yetişkin kadınlara benzetilerek afișe ediliyor ve bu sayede bir pazar oluşturuluyor.Karşımıza öz benliklerini ‘like’lardan oluşan bir ağla belirleyen özgüvensiz bir gençlik çıkıyor. Siber zorbalık iletişim araçlarını kullanarak kullanıcılara zarar vermeyi hedeflemektedir. Çocuklar için siber zorbalık evde de devam etmekte olup güven hissettiği yuvasındaki huzurunu da bozmaktadır. Buna birçok çocuk maalesef maruz kalıyor. Çocukların bu dönemlerde kesinlikle ailelerinden tam destek görmeli ve yanında olduğu hissetirilmelidir. Erken gelişim dönemlerinde sosyal medya kullanımı kesinlikle kısıtlı olmalıdır. Teknolojiyle harcanan zaman, oturarak geçirilen zaman demektir. Taşınabilir cihazlarda bile, etkinliğin kendisi kullanıcıların çoğunlukla hareketsiz kalmasını gerektirir. Telefonlarında veya tabletlerinde ev içinde fazla zaman geçiren çocuklar, dışarıda koşmak ve oyun oynamak kadar zaman harcamazlar. Egzersiz içermeyen teknolojiyi kullanma alışkanlıkları oluşturdugu gibi bağımlılıgı üst düzeye çıkarabilir. Çocuklarımıza hayır demeyi koșulsuz öğretmeli, sosyal medya kullanımını uygun bir dille anlatmalıyız. Tanımadığı kişilerle kesinlikle mesaj, resim veya özel bilgilerini paylaşmamaları adına onları mutlaka uyarı niteliginde dip notlar vermeliyiz. Kabul etmediği ya da istemediği bir konuda bir aile olarak yanında olacağını belirterek çocuğunuzu rahatlatabilirsiniz.Bir çocuğun en büyük ihtiyacı sevgi ve güvendir. Çocuğumuza bağırmakla yahut kızmakla onları yalan söylemeye sürükler kendimizden ve aileden uzaklaștırabiliriz. Ekran süresinin aşırı kullanımı, gerçek hayattaki sosyal etkileşimler için harcanan zamanın yerini alıyor. Çocukların bakıcılar ve diğer yetişkinler ve akranlarıyla olan ilişkileriyle iletişim, bilişsel ve sosyal beceriler geliştirdiklerini hepimiz biliyoruz. Sözlü ve sözlü olmayan iletişimi anlamak ve kullanmak, empati geliştirmek, sıra almayı öğrenmek ve daha fazlası için yüz yüze etkileşim gerektirir. Artan teknoloji kullanımı, hem küçük hem de büyük çocuklar için sosyal bağlantı kopukluğu yaratma potansiyeline sahiptir ve bu, sosyal ve ilişkisel becerilerin gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Düzenli olarak küçük bir çocukla ilişki kurmanın benlik duygularını artırmaya yardımcı olabileceğini ve bunun da daha sonraki yaşamlarında utangaçlığını gidermeye yardımcı olabilir. Özellikle, gelişimin ilk yıllarında çocuklarla birlikte kitap okumak, sadece kitabı okuyan kişinin sesleriyle ilgili olmayan çok sayıda fayda sağlayabilir. Aileler her zaman mükemmel çocuk asla hata yapmaz "bir fikir olgusu içindeler". Çocuğumuz anlamamız için mutlaka empatiyle ona yaklașmamız ve sevgiyle onu sarmalamalıyız. Hatayı her birey yapabilir. Üstelik buna anne ve baba da dahildir.Saygılarımla.
Share this with your friends: